Merhabalar,
Takip
edenler bilirler mayıs ayında İstanbul Uluslararası Katı Atık, Su ve Atık
Su Kongresi'ne katılmıştık. İlgili yazıyı merak edenler BURAYI okuyabilir.
Fuar alanında katılımcılardan biri olan Adell Armatür'ün AB-I Hayat
Sergisi'ni gezme ve Adell Armatür Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ali Topçu ve
Adell Armatür A.Ş. Koleksiyon Danışmanı Güner Liman’la tanışma fırsatım oldu.
Kendileriyle Osmanlı’dan günümüze ulaşan gündelik yaşamda su kültürü üzerine
güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
Firma sosyal sorumluluk bilinciyle hareket
ederek o kadar güzel bir oluşum gerçekleştirmiş ki bence
sektöründe kendini apayrı bir yere yerleştirmiş. 2010 yılında da “Ab-ı Hayat
Geçmişten Günümüze Su ve Su Kültürü Sergisi”yle Türkiye’nin “En Başarılı Sosyal
Sorumluluk Projesi Ödülü”yle taçlandırılmıştır.
Su
sektöründe lider kuruluşlardan biri olan Adell Armatür'ün “Âb-ı Hayat”
sergi koleksiyonunda yer alan tarihî muslukların yanı sıra, ibrikler,
maşrapalar, şifa tasları, mataralar, hamam kültürüne ilişkin eserler, işlemeli
bezler, havlular, çeşme gravürleri, kartpostallar, belgeler ve dokümanların bir
kısmı sergilenmektedir (Kaynak).
Âb-ı Hayat sergisi geçmişten günümüze İstanbul’da su ve su kültürünün
nasıl hayat bulduğunu, insan yaşamında temiz su ihtiyacının önemini ve nasıl
temin edildiği gözler önüne seriyor.
Aşağıda
sergide çektiğim fotağrafları görebilirsiniz. Fotoğrafları daha ayrıntılı
görmek ve ilgili tüm açıklamaları okumak için Adell'in BURADAKİ linkini
ziyaret etmenizi öneririm.
Aşağıdaki
"Su Küpü" üzerinde, Rumca,
Ermenice ve Osmanlıca “Â’lâ Kayışdağı suyu”, 1868 yazılı mermer su küpü; eski
İstanbul’da insanların benzer beğenilerinin olduğuna işaret etmektedir
(Kaynak).
İbrikler aynı zamanda İstanbul konukseverliğinin
gösterilmesi için de önemliydi. İstanbul konaklarında, hane halkının girip
kullanmadığı, yalnızca misafirlere mahsus odalar bulunurdu. Bu odalarda,
misafirin ihtiyaç duyabileceği her şey düşünülüp, önceden yerleştirilirdi.
Bildiğimiz kadarıyla, ibrikler, böyle misafir odalarının en önemli eşyalarından
birisiydi ve mümkün olduğu kadar yeni ve gösterişli olmasına dikkat edilirdi.
Hatta eski Türk evlerinde misafire hitaben şöyle bir beyit dahi bulunmaktaydı: “Ey,
misafir kıl namazın kıble bu caniptedir, İşte
leğen, işte ibrik işte peşkir iptedir.” (Kaynak).
Osmanlı padişahlarının tuğrasını ya da
sahibinin adını taşıyan hamam tasları, Osmanlı hamam kültürünün önemli
örnekleri olarak koleksiyonlarda yer alıyor. (Kaynak).
Aşağıda ki fotoğraf ise bir nalın örneğidir ve
bir çok çeşidi bulunmaktadır. Birbirinden farklı bu nalınları gusulhâne, abdesthâne, mutfaklarda ve hamamlarda
giyerlermiş.
Kullanılacak yere göre
nalınlar son derece süslü ve pahalı olabildiğinden son derece süslü olan,“Gelin
Nalını” ya da “Arabkârî” adı
verilen nalınlar kadınlar tarafından en azından özel günlerde kullanılırmış. (Kaynak).
Aşağıdaki görselde göreceğiniz gibi
nalınların bazıları (19.yy sedef kakmalı) ise gerçekten çok yüksek olurmuş.
Nedeni ise kirli sulardan mümkün olduğunca uzak durulmak istenmesiymiş.
Evet arkadaşlar yukarıda
elimden geldiğince sergide bulunan bazı eserleri size tanıtmak istedim. Ben
hepsinden çok etkilendim. Umarım sizlerde beğenmişsinizdir.
Uzun soluklu bir geçmişe dayanan su
medeniyetimize sahip çıkan Adell Armatür'ü kutluyor ve bizi bu güzel eserle
tanıştırma fırsatı sunduğu için teşekkür ediyorum.
Sevgiler, Hazel.
Adell Armatür ve Vana Fabrikaları A.Ş. Ab-ı Hayat Su Medeniyeti çalışmamızla sanayicilik işimiz yanında kültür ve sanata destek vermek, sektörümüzde, diğer sektörlerde kültür sanatın yeşermesi, ilgi ve alakanın artması, genç kuşakların kültür ve sanata ilgi duymasını sağlamak istiyoruz. Bu kapsamda bize el veren, destekleyen, sayfasında paylaşarak, güzel düşünce ve yorumlarıyla bizi yüreklendiren, motive eden tüm insanlarımıza, sanat severleri ve Hazel Çelik hanımefendiye teşekkür ederiz. Hoşça bakınız zatınıza. www.adell.com
YanıtlaSilAli Bey merhaba,
SilDeğerli vaktinizden ayırıp bloguma uğradığınız ve bıraktığınız güzel yorum için teşekkür ederim.
İyi ki de sizi ve firmanızı tanımışım.