23 Nisan 2013 Salı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun



23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günün yıldönümü olarak kutlanmaya başlanan ulusal bayram, ilk kez 23 Nisan 1920’de “Hakimiyeti Milliye Bayramı” olarak kutlanmıştır. Atatürk, 23 Nisan 1924’te, 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiş, bu tarihten 5 yıl sonra ise 23 Nisan 1929’da bu özel bayramı çocuklara armağan etmiştir (http://www.ataturkdevrimleri.com/yazi-934-23-nisan-in-anlam-ve-onemi.html).




TBMM'nin açıldığı tarih olan 23 Nisan 1920 tarihi milletimizin babadan oğula intikal eden saltanat sistemini terk ederek halkın kendi iradesi ile seçtiği yöneticileri iş başına getirdiği demokratik ve milli egemenliğe dayalı bir sisteme geçişinin başlangıcıdır. Bu yüzden bütün Türk tarihi bakımından büyük bir öneme sahiptir. Zira bu durum Ulusal tarihimiz için bir ilk niteliği taşımaktadır.

23 Nisan 1920 tarihi ile başlayan bu büyük değişim Türk tarihinin binlerce yıllık akışı içinde 29 Ekim 1923'te Mustafa Kemal'in ısrarlı girişimleri ile milli iradeye en uygun ve en çağdaş yönetim biçimi olan Cumhuriyet ile taçlandırılmıştır (http://www.ataturkinkilaplari.com/beguha/142/23-nisani-neden-kutluyoruz---23-nisan-bayramini-neden-kutluyoruz.html).

Bunlar ilk okuldan beri öğretile gelen bilgiler hepiniz bilirsiniz bilmemiz de gerekir. Peki küçükken neler yapardınız bayramda hatırlıyor musunuz? İşte benim eskiden kutladığım 23 Nisan….

Hatırlıyorum, halen dün gibi aklımda, babamla ertesi gün için ufak tefek şeyler almışız. Stadyumda gösterileri izlerken yiyeceğimiz cips, meyve suyu, jelibonlar ve tabiki Türk Bayrağımız. Ertesi gün gösteriye gideceğimiz için çok heyecanlı olurdum. Uyumak bilmezdim, evde dolanır gidip gidip eşyalara bakardım.

23 Nisan geldimi babamla sabah erkenden uyanırdık. Oh bu günde tatil anlayışı o zamanlar yoktu. Annem beni güzelce giydirir bir gün öncesinden hazırladığım bayrağımı elime alır stadyuma gidene kadar babamın öğrettiği marşları söylerdim.


Kendimize her yeri görebileceğimiz bir yer seçer, en son gösteriye kadarda orada kalırdık. Babam hem gidişte hem dönüşte bana bu günün önemi anlatır benimde fikirlerimi sorardı.
Hasta olduğum gidemediğim zamanlarda mutlaka televizyondan izlerdik.  Aynı kutlamalar diğer milli bayramlarımız içinde yapılırdı tabii ki. 

Şimdilerle her şey değişti. Nerede o eski bayramlar derler ya büyüklerimiz bende o büyüklerden oldum. Nerede o eski bayramlar diyorum bir kaç yıla kalmaz adı sanı unutulur, unutturulur...


23 Nisan, Atatürk’ün çocuklara armağanı olan dünyadaki tek çocuk bayramıdır. Atatürk'ten başka hiç bir lider yoktur ki çocuklara bir bayram hediye etmiş. Her yıl  ülkelerden binlerce çocuk gelirdi kutlamalar yapılır, törenler düzenlenirdi. Ülkemizde yapılan gösterilen etkinlikler çok mu güzel tabiki değil organizasyon hataları her yerde olduğu gibi burada da çok kötü. 

Prova ya da gösterilerin yapıldığı yerlerdeki zeminden kaynaklı problemler, çocukların yağmurlu günlerde çamur içinde gösteri yapmaları, giyinme odaları olmayan yerlerde üstlerini değiştiren çocuklar vd...


Biliyorsunuz ki yeni tören ve kutlama yönetmeliği yayınlandı. '23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, iki parçalı kutlanacak: “ Ulusal Egemenlik” ve “Çocuk Bayramı”. Dünyada çocuklara armağan edilmiş tek Çocuk Bayramı. Bu bayramın törenlerini Millî Eğitim Bakanı düzenleyecek, mesajını medya aracılığıyla bildirecek, programlarda tören geçidi ve tebrikata yer verilmeyecek. 
Her yıl ilköğretim okullarımızın coşkuyla kutladığı, çocuklarımızın geleceğin büyükleri olduğunu vurgulamak için büyüklerin makamlarına oturtularak yüceltildikleri gösteriler, değişik ve çok renkli kıyafetlerle anne-babalarının önünden coşkuyla resmi geçişler  artık yapılmayacak' (http://www.kamudan.com/milli-bayramlarin-ruhuna-fatiha-mi-dr-sakin-oner-3162.yazar).

Milli bayram kutlamak demek iki yürüyüş yapıp, üç beş el kol hareketi yapmak değildir tabiki. Milli bayram demek aynı millete mensup olma  duygusunu güçlendirir, aynı kaderi, tasayı, sevinci ve üzüntüyü paylaştığımızı hissettirir, millî kimliğimizi pekiştirir.
Bu bilinci çocuğa, yaşlıya, gence veremedikten sonra ne anlamı kalır tören geçitlerinin, top atışlarının. 
Atatürk sevgisi, çocuğun ve gençliğin millet hayatındaki yeri ve önemi, Türklük şuuru, Çanakkale ve Kuvayı milliye ruhu, millete ve devlete sahip çıkma bilinci, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma ideali ve hedefi  bu bayramlar vasıtasıyla kavratılır ve benimsetilir (http://www.kamudan.com/milli-bayramlarin-ruhuna-fatiha-mi-dr-sakin-oner-3162.yazar).

Sevgiler, Hazel.




Görseller aşağıdaki sitelerden alınmıştır.

http://www.focushaber.com/fotogaleri/ataturk-ve-cocuklar-f-4949/23
http://www.resimseli.net/resim-ataturk_%22un_cocuk_sevgisi_-2246.html
http://www.yaban.gen.tr/mustafa-kemal-ataturk-ve-cocuk-sevgisi-fotograflari/yaban-gen-tr-ataturk-cocuk-sevgisi-18/






2 yorum :

Düşüncelerinize önem veriyor ve merak ediyorum.
Fikirlerinizi belirtmeden geçmeyin.
(Lütfen blog linkinizi yazıp gitmeyin)

Red Bow Tie