Merhabalar,
Birkaç ay
önce okuyup çok sevdiğim uzunca ama eğlenceli bir yazıyı tatile gitmeden hemen
önce yayınlamak istedim.
Bu yazıda
belki kendinizi belki patronunuzu belki de en sinir olduğunuz iş
arkadaşlarınızı bulabilirsiniz …
Görsel buradan alınmıştır.
"Çalışma
hayatında her tür insanla karşılaşmak mümkün. Ancak bazıları var ki, onlar
çevrelerindekilerin iş hayatlarını kabusa çevirebiliyorlar. İşte çalışması en
zor 20 insan tipolojisi…30 yıldır iş hayatındayım. İnsan sarrafı olmak için
yeter mi bilmiyorum. Ama çok değişik yerlerde çalıştım. Çok farklı insanlarla
karşı karşıya geldim.
İşte 30 yılda tanıdığım “çalışması en zor” insan
tipolojileri…
1. Alaycılar ve dedikoducular: Her köşe başında ya da sigarada görebilirsiniz.
Müstehzi bakışlarla etrafı süzerler. Özel hayatınız hakkında bir iki şey
biliyorlarsa, ertesi gün bunları bütün şirket bilir.
2. Cephe oluşturanlar: İçlerine ’üye olmayan giremez’. Ego
santriktirler. Kendilerinden başka kimselere saygıları yoktur. Aslında, galiba,
kendilerine de yoktur.
3. Dinlemeyen, önemsemeyen yöneticiler: Önemli bir çalışma yapmışsınızdır. Üstün körü
bir bakarlar. Kendilerinin koltukları sallanmasın diye genellikle yapılan bütün
yeniliklere dudak bükerler. Sürekli negatif enerji saçarlar.
4. Taciz edenler: Hiç hoşlanmadığınızı belli etseniz de
kurtulamazsınız. Sırnaşıktırlar. Yanından kaçsanız internette yakalanırsınız.
5. Eski tip eğitimsiz güvenlikçiler: Kraldan çok kralcıdırlar. Herkese hiyerarşideki
sırasına göre davranırlar. Üsttekilere aşırı bir saygı, alttakilere kötü
muamele…
6. Konuşmasını bilmeyenler: Kabadırlar. Ağızdan çıkanları kulakları duymaz.
Kırıp geçmekten rahatsız olmazlar. Kendinden alt kademede çalışanları herkesin
önünde azarlamaktan da keyif alırlar.
7. Narsistler: Çok havalıdırlar. Parlak görünürler. Yüksek
sesle konuşurlar. Etrafa gülücükler dağıtırlar. Müthiş özgüvenleri vardır. Ama
içleri dışarıdan görüldüğü gibi değildir. Çoğu kez kof çıkarlar.
8. Geyikçiler: Ya sigaradadırlar, ya kantinde. Mutlaka birini
yakalamışlardır.
İncir çekirdeğini doldurmayacak konulardan muhabbet
açarlar. Anlatırlar da anlatırlar.
9. Ne oldum delileri: Hiyerarşide basamak atlamak için doğmuşlardır.
Bir basamak atladıklarında arkadaşlarına karşı olan tavırları bile değişir.
Herkese tepeden bakarlar.
10. Mızmızlar: Onları hiçbir şekilde tatmin edemezsiniz.
Sürekli her şeyden şikâyet ederler. Kitaplarında mutluluk diye bir kavram
yoktur. Evde eşini yer, iş yerinde sizi. Maaşını iki kat artırsanız, üç kat
isterler.
11. Farklı şey söyleyen iki yönetici: Aralarında sıkışıp kalırsınız. Birinin dediğini
yapsanız diğeri bozulur. Nasrettin Hoca gibi “sen de haklısın, sen de ve sen
de” diyemeyeceğiniz için işiniz zordur.
12. Paranoyaklar: Yöneticiliğin, görevleri altındaki insanlarını
kaytarırken yakalamak olduğunu sanırlar. Herkesin onlara karşı saman altından
su yürüttüğünü düşünürler.
13. Ekip baltalayanlar: Herkes gider Mersin’e, onlar gider tersine. Ekip
çalışmasında alınan kararlara sürekli olarak muhalefet ederler. Bıktırıcıdırlar.
Onlardan birinin olduğu ekibin başarılı olma şansı hayli azdır.
14. Vizyonsuzlar: Sözde yöneticilerdir. Ekonomide, sektörde,
şirkette, dünyada olup bitenleri analiz edemezler. Abuk subuk kararlar verip
işleri işten çıkılmaz hale getirirler. Birkaç tane bu yüzden el değiştirmek
durumunda kalmış şirket biliyorum.
15. Korkaklar: Sürekli olarak ’Acaba yanlış mı yapıyorum’ diye
düşünürler. Hata yapmamak için de hiç bir şey yapmazlar, sallan yuvarlan işleri
idare etmeye çalışırlar.
16. Kaytaranlar: Masasının üzerine dokümanları koyar, ceketini
sandalyesinin arkasına asar. Çayını da görülecek bir yere yerleştirir. Sanki
hep oradaymış da, bir iki dakikalığına çıkmış, gelecekmiş izlenimi verir. Niye
bu kadar verimsiz olduğunu anlayamazsınız bile.
17. Negatifler: “Bu iş çıkmaza girer. Bu ürün satmaz. Yarın
sağanak yağacakmış…” Her şeye siyah gözlüklerle bakarlar. İnsanın da kanını
kuruturlar. Bir işin niye yapılamayacağını size çok iyi izah ederler.
18. Averajlar: Sabah gelirler, işleri neyse yaparlar, evlerine
dönerler. Renksizdirler. “Farklı ne yapabilirim” diye kafa yormazlar. Olsalar
da olmasalar da fark etmez.
19. Yorgunlar: Abi pozisyonundadırlar. Ruhları yaşlanmıştır. En
sevdikleri laf “Yıllarımı verdim ben bu şirkete”dir. Etliye sütlüye fazla
karışmak istemezler. Emeklilik için gün sayarlar.
20. Doğal önderler: Her şeyin doğrusunu bilirler. Eleştirilmekten
hiç hoşlanmazlar. Kendisine bağlı bir topluluk oluştururlar."
Kaynak: Aydın Demirer / www.isteinsan.com.tr
Biraz
uzun ama doğru tespitler değil mi? Sizler kendinize en yakın hangi tipleri
buldunuz? Mutlaka yorum
bırakın okumak için sabırsızlanıyorum.
Sevgiler,
Hazel
Farklı şey söyleyen iki yönetici, bizde vardı öyle bi hatun gitti sonunda. Lise mezunu kız şef yardımcılığı yapıyordu Töbe bismillah ya!
YanıtlaSileski eğitimsiz güvenlikçiler, buna çok güldüm hastanemizde çok var bunlardan..
korkaklar var birde düşmana dilemem.. sürekli onları motive edememde..
bende galiba sadece kendi işini yapan gruba dahil oluyorum, bir kaç kişi dışında muhatap olmak istemiyorum